28 Ocak 2009 Çarşamba

Siyasilere Farklı Bir Bakış

Yaşadığımız dünya gerçekten de çok garip. Çoğu zaman 'Yuh artık, bu kadarı da olmaz' dediğimiz olaylar bir gün büyük bir kabak olup başımızda patladığında daha iyi anlıyoruz bunu. Ve bu garip dünyada yetişen kabakları düşünmek bile çoğu zaman hem yoruyor hem de sıkıyor insanı. Yaka düğmelerinden birini açmaya üşenen bizler de anlık yeni düşünceler yakalıyoruz zihnimizde.

Dünya garip, dedim; evet, böyle düşünüyorum. Her alanda haksızlığa uğrayabilirsiniz. Ve eğer düşünen insansanız bu fazlasıyla canınızı sıkar. Resmi bir kuruma gittiniz diyelim. Memur sizinle ilgilenmiyor. O sırada çok önemli bir görüşme için telefonda. Hemen önünüzdeki cam kafesin içinde, elindeki bir tükenmez kalemle boş bir kağıdı karalıyor. Zaman zaman size kayan gözleri yaptığı işin ciddiyetiyle pek bir umursamaz. Çünkü hanımefendi o sırada bir patron, bir rütbeli. Siz işiniz düştüğü için oradasınız.
Hadi bu sahneyi aha sonra hatırlamak için unutun şimdilik.
Bir milletvekili ile görişme yapmak istiyorsunuz. İlçenizdeki bazı olaylardan şikayetçisiniz. Uygulamanız gereken adımlar;
1-Randevu alınız. (Efendi hazretleri randevu veremeyecek kadar doluysa lütfen 2. adıma geçiniz.)
2-Tekrar randevu alınız.(Şanslıysanız 2. adımda bu işi bitirmişsinizdir, değilseniz durmak yok, yola devam!)
3- Beyefendinin ofisine gidiniz. (Belirtilen saatte orada olmanıza gerek yok. 2 saat geç gitmeniz tavsiyedir. Hatta 1-2 gün sonrası bile önerilir. Çünkü gitseniz de beyefendinin kesinlikle işi vardır.
4-Kapıyı tıklayınız. (Kapının tıklandığına ve içeriden boğuk bir 'geeeel' sesini duyduğunuza emin olunuz.
5-Önünüzü ilikleyiniz. Ellerinizi sol elinizi göbeğinizin biraz altında sağ elinizin üstüne koymak suretiyle birleştiriniz. (Solaklar tersi işlem yapmalıdır)
6-İzin istercesine bir öksürünüz, kafasını kaldırmasına dikkat ediniz.
7-Probleminizi anlatınız.(Unutmayın patron o, onu etkilemelisiniz.)
8- Birşey söylemesini beklemeden odayı derhal terkediniz.


İşte dünya garip.
Memurun maaşını veren kim?
Memur kimin için çalışır?
Milletvekilinin maaşını veren kim?
Milletvekillerini meclise sokan kim.
Seçim zamanı halka yalan manifestolar çeken, sonra 'hadi len ordan' mantığıyla yaşayan kim?

Düşün, aslında patron sensin! Vekilin maaşını sen veriyorsun, onu o pozisyona sen yerleştiriyorsun. Memur senin için çalışıyor. Ama halk patronluğunu bilmiyor. İçimizdeki güdülme tutkusu bizi öyle bir yere koymuş ki. İçimizden çıkan bizimle ilgilenmiyor.
Kaplumbağa kabuğundan çıkmış....
Patron işçisinin odasına randevu ile mi gider? Odaya girerken kapıyı mı tıklar? Önünü mü ilikler? İşçinin gözünün önünde elinde kalem kulağında telefon 'ha babam' yan gel yat taktiğini mi izlemek zorundadır?

Bir garip dünya ya, çözemedim vesselam...

Etiketler:

27 Ocak 2009 Salı

Merhaba

Evet, Merhaba;

Düşünen insanlarla birlikte olacağımı düşündüğüm bu bloga merhaba. Düşünen insanlara merhaba. Saygı dolu, sevgi dolu, dengeli ve sağlıklı sohbetlerimizi paylaşacağımızı umuyorum. Dünyanın en büyük(:P) blogu olmak yolunda hep birlikte ilerleyelim:D
Saygılar

Etiketler:

Biraz Olsun Düşünen İnsanlara Armağan Olsun! Sohbet